480
Yöneticiler şirket karını mı yoksa kendi cebini mi düşünür?
Çoğu zaman sorgulamışımdır: "Yönetim kurulları ve şirket sahipleri arasında denge nasıl kurulur?" Bunu bana düşündüren aslında okuduğum raporlardı. Uzun yıllar borsaya kote şirketlerin raporlarını okurum. Yöneticilerin aldıkları maaş - özellikle üst düzey - benim için önemli olmuştur. Çünkü bir şirket zarar açıklarken yönetim giderleri artıyorsa burada bir yanlış görürüm.
Pek çok kurumsal şirket, sayısız hissedarın bir araya gelmesi sonucu oluşur. Ve bunun sonucunda oluşan şirketin yönetimi, bir yönetim kuruluna devredilir. Fakat pek çok hissedar pasif bir şekilde şirkete ortak olur. Şirket yönetimi hissedarlar adına karar alır ve şirketi yönetir.
Tüm sır bundan sonra başlar. Eğer yönetimin çıkarları, hissedarların çıkarları ile uyuşuyorsa bir sorun çıkmaz. Fakat tam tersi durumunda anlaşmazlıklar olacaktır. Genelde yöneticiler primleri ve maaşlarının sürekli artmasını isterler. Yani, sermaye sahipleri çoğu zaman aldıkları riskin karşılığını alamaz, kaymağı belki de hiç risk almayan başka biri yer! Sürekli artan maaş ve ikramiyelerle ödüllendirilen icra kurulu başkanlarının kişisel çıkarlarını gözetmesi buna en iyi örnektir.
Aslında yönetimin amacı çoğu zaman, şirketin gelişiminin yanı sıra kişisel olarak zenginleşmedir. Yöneticiler kendi ceplerini şirket karlarından daha çok düşünür. Bunun da pek çok nedeni vardır. Fakat en önemli nedeni sadakat meselesidir. Yani, "yeni bir iş bulurum veya daha iyi bir işe girerim." mantığıdır. Pek çok açıdan günü düşünmek ve kurtarmaktır.
Bu sürecin en önemli kaynağının kurumsal yönetim olduğu kanısındayım. Kurumsal yönetim, hissedarların güçsüz kalmasına sebep olur. Hissedar söz sahibi olmak istiyorsa, bir ton hisse almalıdır!
Bunun çözümü, Yöneticileri ve çalışanları gerektiği kadar şirkete ortak etmektir. Çeşitli opsiyon mekanizmaları kullanılabilir. Hatta hisse verilerek bazı yöneticilerin şirkete ortak olması sağlanabilir. Veya çalışan ve yöneticilere kardan pay verilebilir. Çalışanların ve yöneticilerin bu sayede şirket çıkarlarını daha fazla düşünmesi sağlanabilir. Sık bir ormanda çakıyla ilerlemek! Bütün mesele bu!