1590
Daha çocukken hata yapmayı öğreniyoruz. Hatalarımızdan ders almayı da. Sıcak bir şeye dokununca onun elimizi yakacağını ancak dokununca anladığımız gibi. Büyüdüğümüzde de aynı oldular geçerli elbette. Ancak hata yapmayı bildiğimizde bunu sahiplenip bir sonraki hatada karar alma güdümüze aynı hatayı tekrarlamadığımızda önem taşıyor. Aslında hatalarına sahip çıkanlar ilk hatada yanlış bir şey yapmamış oluyorlar. Yani her hata yanlış olmuyor. Hatalarına sahip çıkmayanlar ve hatalarını tekrarlayanlar yanlış yapmış oluyor. Hatalarına sahip çıkanlar, az hata yapma yolunda ilerleyen cesur yolculardır.
Cesur insanlar hayatları boyunca hatalarına sahip çıkar. Bu kişiler, iş hayatlarında ve ilişkilerinde de daha başarılı olurlar. Ders alarak ilerlemek başarının anahtarlarından biri olabilir elbette. Edison gibi bilim adamları binlerce deneme sonucunda hata yaparak sonuca ulaşıp başarıyı yakalayanlardan. Hataları görebilmek, onları analiz edip değerlendirebilmek ve onlardan bir ders çıkarmak oldukça erdemli ve başarılı bir davranış.
İş dünyasındaki büyük şirketler çalışanlarında hata yapanları daha çok tercih ediyorlar. Bunun iki nedeni olabilir. İlki çalışmayan, iş yapmayanlar. Diğeri ise risk almayıp hata yapmakta çekinenler. Hata yapma pahasına işleri yapmayan çalışanlar artık tercih edilmiyor. Onların yerine daha cesur, risk almaya özenen deneyimlerine sahip çıkan insanlar tercih ediliyor.
Yanlış olan ne peki ? Yanlış olan hatayı kasıtlı yapanlar ve hatalarından ders almayanlar. Yanlışda kesinlikle kasıt vardır. Art niyet ve bile bile yapılabilir. Bu nedenle hatadan ayrılır. Hata özümsenebilir ancak yanlış kötü niyetlidir. Genellikle iş hayatında yanlışlar cezalandırılır ama hatalar affedilebilir.